Turkce
2021 04 28 Yenilik (inovasyon) anketinin planlanması
Bu yazı bir blog için biraz teknik olacak. Ama bunun bir doktora sonrası araştırma blogu olduğunu düşünürseniz, bana hak vereceksiniz. Burada sadece araştırmam sırasında yaşadığım günlük yeni deneyimlerimi değil, bilimsel gelişimime ilişkin bilgileri de paylaşmam çok mantıklı olur diye düşünüyorum.
Blogu takip edenler biliyor: Almanya'ya TÜBİTAK doktora sonrası bursu araştırmacısı olarak geldim. Yani Friedrich Schiller Üniversitesi'nde gerçekleştirmekte olduğum araştırmanın finansmanını TÜBİTAK karşılıyor. Önce bursu nasıl aldığımdan kısaca bahsedeyim: 2018 yılının sonuna doğru bir konferansta karşılaştığım eski bir iş arkadaşım bana bu burstan bahsetti. Ben bursun sadece kadrolu olanlara verildiğini zannediyordum, meğerse öyle değilmiş. Fakat başvuruya 14 gün kaldığı için bir proje önerisi hazırlamam ve projemi gerçekleştirebileceğim yurtdışındaki bir araştırma kurumundan davet mektubu bulmam mümkün değildi. Yine de çalışmalarıma başladım. Tam 3 ay boyunca bir yandan danışmanlığımı yapabilecek bir profesör ararken, diğer yandan projemi yazdım. Gerçekten kelimenin gerçek anlamıyla sabahlara kadar çalıştım. Yüzden fazla üniversitenin iktisat bölümlerindeki hocaları ve çalışmalarını inceledim. Bir üniversitede ortalama 30 civarı iktisatçı olduğunu düşünürseniz, sayının fazlalığını anlarsınız. Bu hocalar içinden %95'i benim konuma uygun değildi. Uygun olanların da doktora sonrası araştırmacıya ihtiyaçları olmayabiliyordu. Yalnızca iki olumlu dönüş aldım. İkisi de çok iyi seçeneklerdi. Ben Profesör Cantner sebebiyle Friedrich Schiller Üniversitesi'ni tercih ettim. Davetiye mektubum gelir gelmez TÜBİTAK'ın yeni başvuru dönemini beklemeye başladım ama 2019 yılında sadece bir kez başvuru açtılar, o da Ağustos ayındaydı. Normalde iki başvuru açılırdı. Neyse sonra başvurunun sonucunun açıklanmasını bekledim ama bursu kazanacağımı tahmin ediyordum. Çünkü ilk 3 aydan sonra da başvuru zamanına kadar proje önerimle ilgili sürekli çalıştım. %90 bu projenin bursu alması lazım diyordum.
Burs sonuçları 2020 yılının Şubat ayında açıklandı. Tam Covid-19'un yayılma döneminde. Zaten iki ayda hazırlanıp Almanya'ya gelmemiz mümkün değildi. Böylece bir dönem de bu şekilde erteleme yapmak zorunda kaldım. Nihayet 2020 yılının Ekim ayında araştırmama başlayabildim. Yine Covid sebebiyle bir sürü zorluk yaşadık ama geldik.
İlk ikametgahımızda 45 gün kaldık ve sonra şimdiki dairemize taşındık. O ilk 45 gün insanlarla tanışma, ortama alışma, şehri keşfetme, resmi işleri ayarlama, biraz da çalışma ile geçti. Aralık ayından itibaren eşimin hamileliğinin son iki ayına girdik ve sıkı takip gerektiren bir hamilelik olduğu için yine tam performans çalışamadım. Covid-19 sebebiyle Almanya'da ofise gitmemeye de başlayınca 2021'in Ocak ve Şubat ayları evde çalışarak ve ev işlerini yaparak geçti. Bebeğimiz şubat ayının ikinci haftası dünyaya geldi. O koşturmaca sırasında yine çok verimli çalışamadım. Bebeğimzi eve getirdikten 3 gün sonra geçici olarak başka bir daireye taşınmamız gerekti, çünkü misafirhane sahibi mutfak yenilemesi yapmak zorundaydı. 12 gün farklı bir dairede yaşadıktan sonra eski dairemize geri döndük. Bir de elimizde yeni doğmuş bir bebek vardı. O kadar zor oldu ki... Tüm bu süreçte ev temizliği, alışveriş, sağlık faturalarının takibi, bebek bakımının bir kısmı, yemek yapılması, kirlilerin yıkanması, çöplerin atılması derken çalışma saatlerim akşam 21 ile gece 03 arasına kaydı. Elbette çok verimli saatler değil bunlar çalışmak için.
İşte bu koşuşturmaca içinde projemin takvimini yakalamaya çalıştım. Takvimden 1 veya 2 ay kadar geride kaldığımı itiraf etmeliyim fakat kendime birçok ekstra bilgi ve yetenek de kattım. Bu sebeple, üzülmüyorum.
Gelelim asıl meseleye. Projemde beni en çok endişelendiren husus uygulayacağım anketin sonucunda istediğim faydayı sağlayıp sağlayamayacağımdı. İşte bu noktada ne kadar tecrübeli bir danışman hoca ile çalıştığımı anladım. Profesör, anket için acele etmememi sağladı. Önce birçok farklı kaynaktan nasıl veri toplayabileceğimi anlattı. Böylece anketi uygulamadan önce diğer anketlerdeki soruları görme ve onlardan yararlanma olanağım oldu. Ayrıca elimde geniş bir veri seti oluştu. Böylece incelediğim konuda etraflı fikir sahibi oldum. Tüm resmi görebilir duruma gelince, daha önce hazırlamış olduğum anketteki soruların bir kısmını anketten çıkarabileceğimi fark ettim. Bazı yeni sorular aklıma geldi tabi. Bu sırada anket sorusu hazırlama ile ilgili çeşitli kaynakları okumaya da fırsatım oldu. Henüz anketi uygulamadım, çünkü 1 ay sonra elime çok önemli bir kaynaktan ayrıntılı veriler gelecek. O verileri de görmek istiyorum. Bu sırada Alman enerji dönüşümü (veya devrimi diyelim) ile ilgili kaynakları da okuyup temel bilgileri edinmiş olacağım.
Anketten biraz daha bahsedeyim. Anketi yapacağım kurumların listesini ilk ikametgahımızda yaşarken hazırlamıştım. Ayrıca firmalar için ayrı, kurumlar için ayrı ve zaman olursa bilim insanlarına sormak için ayrı sorular hazırlamıştım. Firmalar için hazırladığım sorular daha fazla sayıda ve ayrıntılı idi. Çünkü piyasada üretimi gerçekleştirdikleri için piyasayı oluşturan en önemli unsur olduklarını görüyorum. İnovasyonla ilgili birçok kaynak da benzer görüşü paylaşıyor. Yerel ve merkezi hükumet kurumları da politika yapıcılar olarak oldukça etkinler. Dernekler, vakıflar ve işbirlikleri de öyle. Fakat incelediğim konu olan inovasyon açısından firmalar kadar önemli olmadıkları için onlara az sayıda kilit sorular sorup yenilenebilir enerji ekosistemini anlamak istiyorum.
İnovasyonla ilgili anket hazırlarken, daha önce hazırlanmış ve ana kaynak görevi gören bazı belgeleri dikkate almak büyük fayda sağlıyor. Örneğin OECD ve Eurostat tarafından hazırlanan Oslo Manual'ı, OECD tarafından yayınlanan 1997 tarihli National Innovation Systems ve The OECD Innovation Strategy'yi mutlaka okumuş olmak gerekir. Bu çalışmalardaki bakış açılarının öğrenilmesi, diğer inovasyon araştırmalarıyla ortak bir dilin kullanılmasını sağlar. Ama bu demek değildir ki Oslo Manual veya benzeri bir metin ne derse onu yapmalıyız. Bence tam tersine, orada olmayanları da denemeliyiz. Fakat temel bir yaklaşımı anlamak açısından bu tarz metinlerin bulunması araştırmacıyı avantajlı kılar.
İşte ben de son bir aydır bunu yapıyorum. Diğer yandan kullanmakta olduğum yöntemlerin hesaplama kısımlarını geliştirmek için çalışıyorum. Aslında önceliğim sistem dinamikleri uygulamalarında ilerlemek ama elimdeki bir makale sebebiyle ikinci sırada bulunan SPSS öğrenme hedefimi birinci sıraya çektim. SPSS öğrenmek için elimde birçok eğitim dosyası hazırda bekliyordu. Ama yeniden araştırınca Udemy'de harika bir eğitim buldum, linkini şuraya bırakıyorum (Tıklayın... Ne yazık ki sadece Türkçe.). He rne kadar istediğim sistematikte olmasa da derli toplu diyebileceğim bir eğitim olmuş. Hem hipotezler, hem testlerin ne zaman kullanıldığı hem de örnekler çok güzel açıklanmış. Kursun yarısı kadarı benim işime yarıyordu, ben de yarısını izledim. Ama AMOS da öğrenmek istiyorum. Anylogic ile sistem dinamiklerinde ilerledikten sonra dönüp AMOS öğrenmek bu kursa bakacağım muhtemelen. AMOS, SPSS'in bir eklentisi. Ağ analizleri yapmamıza olanak veriyor. Bakış açısı normal istatistik analizlerinden biraz farklı olduğu için ayrıca oturup kafa yormak lazım. Görselleştirilmiş sonuçlar sunduğu için karmaşık yapıları anlamakta kolaylık sağlıyor.
Neyse konumuza dönelim. Elimdeki makale, iki sene önce mezun olan bir öğrencimin yüksek lisans tezi için yaptığı anket çalışmasına dayanıyor. İstanbul'un Moda semtinde yaşayan insanların yeşil pazarlama ile sunulan ürünler için nasıl bir algıya sahip olduğunu ve satın alma davranışlarını inceliyor. SPSS eğitimindeki teknikleri sistematik biçimde Likert ölçekli anketi analiz edecek hale getirdim. Böylece bundan böyle Likert ölçekli anket uyguladığımda adım adım ne yapacağıma dair karar ağacım oluştu. Bu bilgi hiçbir yerde yok. Adımların doğruluğunu makalelerimi yayınlatıp tescil ettikten sonra, bu adımları herkesle paylaşmayı umuyorum. Sanki çok karışıkmış gibi görünen anket analiz tekniklerinin aslında çok kolay olduğunu söyleyebilirim. Hiçbir yerde sistematik biçimde sunulmadığı için araştırmacılar istatistik uzmanları ile çalışmak zorunda kalıyor ya da analizlerinde önemli eksiklikler bulunuyor. Halbuki temel analizleri istatistik programları aracılığı ile yapmak oldukça kolay.
İşte bu sebeplerle, projemde kullanacağım anketi Likert ölçekli hale getirmeye çalışacağım. Elimdeki anket soruları henüz bu biçimde değil. Dolayısıyla beni uzun çalışma saatleri beklemekte :)
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.